Maslow etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Maslow etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2020 Çarşamba

Kişisel Gelişim Reçeteleri Neden İşe Yaramaz.


Aslında kişisel gelişim ile ilgili reçeteler işe yarayabilir, tabi bünyeye uyan, doğru ilaç verilirse!
"E o zaman neden öyle başlık atıyorsun?" Diyebilirsiniz. Açıklamaya çalışayım.
Doktora gittiğinizde önce hastalığınızın ne olduğunu anlamak için sizden şikayetlerinizi dinler. Sonra şüphelendiği hastalıklara ilişkin incelemeler (tetkik) ve tahliller ister. Gelen sonuçlara göre hastalığınızı tanımlar ve ona göre gereken tedaviyi size anlatır, ilaçlarınızı yazar. Büyük ihtimalle teşhis doğru olur ve tedavisi bulunuyorsa, siz de doktorunuzun tavsiyelerine uyarak tedavinizi olur ve iyileşirsiniz.
Geri planda doktorunuzun yıllar boyu süren, hatta devam eden eğitimi ve tecrübesi vardır. Zaten bu yüzden tedavisi 50-100 liralık ilaçlarla yapılabilen bir hastalık için yüksek bir muayene bedeli ödersiniz. Aslında ödediğiniz kısım, yıllardır süren eğitim ve deneyimden sizin payınıza düşen bedeldir.

Kişisel Gelişim için Ayrılacak Bütçe Ne Kadar Olmalı?

Kişisel gelişim kitapları ya da danışmanlıklara yönelirken bu örnek çok işinize yarayabilir. Zira siz rahatsız eden hastalık gibi kişisel gelişim ile iyileştirmek istediğiniz yönlerinizin neler olduğunu bilmeniz ve o yönlerdeki eksiklikleri gidermeniz ile kendinizi geliştirebilirsiniz. Örneğin, eğer yıllardır pek kitap okumuyorsanız, kitapçıların kişisel gelişim raflarındaki kitapları gelişi güzel alıp okuyun: Kelime hazineniz gelişir. Daha kolay yazı yazabilirsiniz. Biraz dikkatli okursanız yazım kurallarında yaptığınız hatalarınız düzelir. İşten geldiğinizde yarım saat kadar okuduğunuz kitaplar stresinizi atmanıza yardımcı olur. Konuşurken daha renkli ve dinlenebilir cümleler kurabilirsiniz. Ancak bunu diğer kitapları okuyarak da yapabilirsiniz. Oysa kitapçıdaki kişisel gelişim kitabı raflarına bunun için gitmemiş olabilirsiniz. Yan etkisi faydalı olur, fena mı?
Kişisel gelişimin etkili olması ve işe yaraması için ne gibi konularda gelişime ihtiyaç duyduğunuzu saptamanız gerekir. Her mesleğin, her işin kendine göre ihtiyaç duyduğu belirli özellikleri vardır. Yani eğer işinizde gelişmek istiyorsanız işinizin gereklerinin neler olduğunu bilmeniz gerekir. O işin gerektirdiği çalışan yetkinliklerinin neler olduğunu bilmeniz gerekir. Eğer hasbelkader bir işe girmemişseniz bu yukarıda sayılanlar büyük ölçüde zaten sahip olduğunuz yetkinlikler ve özellikler ile örtüştüğünden oradasınızdır. Bu durumda, hedef aldığınız kariyer basamaklarını adım adım çıkmak için eksiklerinizi tamamlamanız gerekir. İş ile ilgili kişisel gelişim ihtiyaçlarınızı eksiklerinize bakarak tamamlayabilirsiniz. Zaten meslek içi eğitim ile işvereniniz size kariyerinizle ilgili gelişme fırsatlarını sunmalıdır. Zira insanlar yaşlanır ve bir süre sonra istenen iş performansını sürdüremezler. İşin sürdürülmesi için gidenlerin yerlerinin doldurulması, gideceklerin de yedeklerinin hazırlanması gerekir. Aynı zamanda ilerleyen yaşlardaki çalışanlardan daha iyi verim alabilmenin yollarını da aramak işin yöneticisinin önemli bir sorumluluğudur.
Bunların ötesinde, ilgili mesleki alanlarda kendinizi geliştirmek standart gelişmenin ötesine geçerek diğerlerine göre avantaj kazanmanıza yol açabilir.
Kişisel gelişim için ayıracağınız birikim, öncelikle bütçenizi sarsmayacak kadar olmalıdır. Unutulmaması gereken, sizin cebinizdeki paranın kabul edilebilir bir miktarda azalırken başkalarının da sebepsiz zenginleşme düzeyine çıkmayacak kadar bundan pay almalarının makul olduğudur.

Görsel bu adresten alınmıştır.

Kültürel Gelişim

Kültür insanın gelişimini en çok etkileyen çevresel faktördür. Doğduğunuz ve büyüdüğünüz yerin kültürü sizin nasıl biri olacağınızı büyük ölçüde etkiler. Kültüre uyum sağlarız. Örneğin farklı bir ülkeye ve kültüre maruz kaldığımızda ona uyum sağlarız. Kim olduğumuzu etkiler ama tamamen değil tabi. Kültüre uyum sağladığımız gibi onu değiştirip geliştirebiliriz de. Yani kültürel etkileşim çift yönlüdür.
Maslow'un ihtiyaçlar piramidi teorisi ilginçtir.
1- Fiziksel ihtiyaçlar,
2- Güvenlik ihtiyacı,
3- Sevgi. ait olma ihtiyacı,
4- Saygı görme ihtiyacı,
gibi evreler tamamlanmadan ya da bu evrelerde eksikler bulunması halinde kendini gerçekleştirme denilen en üst seviyedeki kişisel gelişimin doruk bölümü gerektiği gibi gerçekleşmez. Bu beş aşama aslında insanı uygar yapan bir sürecin yol haritasıdır.

Toplum ilerleyebilmek için kültürel yapısını iyileştirmeyi sürdürülebilir kılmalıdır. Bu nedenle toplumdaki bireylerin yukarıda sözü edilen ihtiyaçlarının karşılanması bu yapılırken de bireylerin etkin olarak bu ihtiyaçları karşılamak için çalışması gereklidir. Zira toplum bireye balık vermemeli onu tutmasını yada yetiştirmesinin yollarını göstermelidir. Böylece bireyler gerektiğinde ve kaybedildiğinde tekrar kendi kendine bu ihtiyaçlarını sağlayabilecek yetkinliğe erişmelidir. Toplumdaki tüm bireyler kişisel gelişimlerini gerçekleştirmeli ve sürekli olarak daha iyiye erişmek için çaba göstermelidir. Bu gelişme diğerleri için mutsuz edici değil, yüreklendirici olmalıdır.

Düşünsel Gelişim

Albert Camus eserlerinde -La Chute (Düşüş) ve L'Homme Revolte (Başkaldıran İnsan), La Peste (Veba)- düşünsel gelişimi iki döneme ayırmıştır. Birinci dönemde, dünyanın saçmalığı ve yaşamın anlamsızlığı ve dolayısıyla saçma kavramı üzerinden durmuştur. İkinci dönemde ise bu saçmalığa karşı: Dünyanın anlamsızlığına başkaldırmak, toplumu değiştirmek, kötülükleri gidermek ve daha iyi bir düzen kurmak için neler yapılması gerektiği üzerinde durmuştur. Buradan yola çıkarak düşünsel gelişimin kişi için önemli olduğunu ileri sürebiliriz. Zira toplumun bireylerinin düşünsel açıdan gelişmesi nihai anlamda toplumun daha iyiye doğru gidebilmesini sağlayabilir. Camus dünyanın saçmalığını bile bile kötülüklere karşı çıkmanın bir gereklilik olduğunu dile getirmiştir.

Kendini geliştirmeye çalışmak bu anlamsız ve sonlu dünyada bir başkaldırıdır. Olanı değiştirmek ve daha iyisine ulaşmak için bir savaştır. Önderi ise siz olabilirsiniz bir Kuantum Yaşam Koçu değil.

Gerçekten her şey çok saçma ve anlamsız bile olsa mevcut durumumuzu içinden çıkılmaz hala getiren kötülükler ve kötü insanları hiç bir şey yapmadan kabullenmek çok aciz bir durumdur. Kötülüğü düşünsel gelişim için çaba göstererek yenebiliriz. Hiç yoktan azaltabilsek bile bu önemli bir gelişme olur.

Kişisel gelişim de kulağa saçma gelebilir. Çünkü saçma bir dünyada amaçsız bir yolculuk gibi algılanabilir. Kısmen doğru olabilir. Örneğin kendimi geliştireyim derken, ne olduğu belli olmamakla birlikte CV'lerine "Kuantum Yaşam Koçu" gibi ihtişamlı unvanlar yazmış insanların potalarında erime tehlikesi de vardır.

Yaşam yolu uzun bir macera da olabilir, iki kapılı, 10 metrekarelik bir oda da. Önemli olan, ona bizim katacağımız anlamdır. Uzun bir yolda hakikati aramak ya da boş verip, hazır bir reçeteye güvenmek arasında bir seçim yapmak bize kalmıştır.

Hangisini seçersiniz?

-------------------------------
Okumak İçin Güzel Bir Gün!



Mutluluk Saçan Işık: 

Çoğu Bilim Kurgu, Bazıları Sadece Kurgu Hikâyeler isimli kitabımı okumaya ne dersiniz?

Çok sürükleyici ve elinizden bırakamayacağınız bir öykü kitabı.
Sadece Google Kitaplar'da satılıyor.



-------------------------------


22 Temmuz 2017 Cumartesi

10 Maddede Kişisel Gelişim İşe Yarar mı?

Abraham Maslow isimli bir psikolog, Amerika Birleşik Devletlerinde 1943 yılında ihtiyaçlar piramidi olarak adlandırdığı bir insan psikolojisi teorisi ortaya atmıştır. Buna göre, öncelikle en önemli olan temel ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra da bir sonraki aşamada gelen ihtiyaç katmanının gerekleri karşılanmalı ve böylece üst üste, sırasıyla tüm ihtiyaçlar karşılandığında süreç bitmelidir.

Bu teori, insan psikolojisi ile ilgili işleri kolaylaştırdığı için genel kabul görmüştür.

Sırasıyla:
Abraham Maslow
Amerikalı Psikolog
1908-1970

  • Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım)
  • Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği)
  • Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık)
  • Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı)
  • Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, ön yargısız olma, gerçeklerin kabulü) (Maslow Teorisi)

Kişisel gelişim bir süreçtir. Ancak bir alt yapı gerektirir. Yine de Maslow'un piramidindeki tüm ihtiyaçlar aslında en tepedeki kendini gerçekleştirme çabasının bir parçasıdır. Dolayısıyla parçalanmış olarak değil, bir bütün olarak konuya yaklaşmak gerekir. Çünkü alt katmanlardaki ihtiyaçların kısmi eksiklikleri ya da nasıl karşılandıkları en tepeyi etkileyecektir.

Kendini gerçekleştirme bir hedef olarak iyi olmakla birlikte, hedefe ulaşıldığında yapılması gerekenlerin bitmesi günümüz gerçekleri ile uyumlu değildir. Hedef, sürecin bitişi gibi görünse de, ulaşılması amaçlanan seviye günden güne daha ileriye taşınıyor olabilir. Bu nedenle, kendini gerçekleştirme sonlu bir süreç olarak görülmemelidir. Yani ihtiyaçlar piramidinin tepesine ulaşmak mümkün hiç olmayabilir.

Suç örgütleri içinde hayatını geçiren ve yükselen bir kişi, tüm bu alttaki aşamaları birer birer tamamlayıp en sonunda da kendini gerçekleştirme aşamasını başarıyla tamamlayabilir. Tarihte böyle örnekler vardır. Çete liderleri, diktatörler, kötü karakterli profesyonel yöneticiler hepimizin aklına gelebilen örneklerdir.

Diğer yandan, bilim alanında yetişip, insanlığa yararlı buluşlar yapan kişilerin, ya da mesleki hayatının zirvesine çıkmış sanatçıların, halkı için gerçekten daha iyisini yapmaya çalışan siyasetçilerin de yine Maslow piramidinin tepesine kadar tırmandıkları düşünülebilir.

Öyleyse iyi ve kötü olarak düşünebileceğimiz son derece göreli ve değişken yapıdaki kişiliklerin aynı süreçleri tamamlayarak kendini geliştirdiği ve sonuçta kendini gerçekleştirdiği düşünülebilir.

Bu bilgiler ışığında kişisel gelişim çabalarının neden işe yarayıp, yaramayabileceğini listelemeye çalışalım.

1- İçinde bulunduğunuz ortam sizi piramidinizin taşlarını ördüğünüz ilk aşamadan sonuna kadar önemli ölçüde etkiler. Kişi kendisini sürekli olarak bir kalıba hapsetmeye çalışan çevresinin etkisinden kurtulamazsa, kişisel gelişimi ancak çevrenin izin verdiği kadar olacaktır.

2- Kitaplar, konuşmalar, dersler, okullar tabi ki kişisel gelişiminiz için önemlidir. Ancak harika ve etkileyici bir TED sunumu ya da bir iki ay devam ettiğiniz etkili konuşma eğitimleri, iş yerinizde verilen kişisel gelişim temalı meslek içi eğitimler, siz ondan ne kadar alabilirseniz sizi o kadar geliştirir. Zaten bu yüzden okullarda herkes sınavlardan farklı notlar alır. Kurslarda başarı, kişiden kişiye değişir. Örneğin yabancı dil kursunu bitiren iki kişiden biri harika bir şekilde o dili öğrenirken bir diğeri ancak derdini anlatabilecek kadar ilerlemiş olabilir.

3- Yine kişisel gelişim senaryoları her zaman doğru ve yeterli tasarlanmamış olabileceklerinden beklendiği kadar önemli bir etkileri olmayabilir. Sunumları iyi ve doyurucu olsa da, sonunda alınan yol o kadar da önemli olmayabilir. Aynı şey okullar için de geçerlidir. Lise hayatı boyunca Matematiğin tüm önemli içeriği verilen nesiller, yapılan sınavda eksi puan alabilirler. Başarısız eğitim politikalarının kişisel gelişimi olumsuz etkilediği sizce de bir gerçek değil midir?

4- Bir kitapçıya girdiğinizde kişisel gelişim üzerine yazılmış kitapların devasa bölümlerde satılmaya başlandığı dikkatinizi çekmiştir. Bu durum aile, okul ve iş hayatı eğitim süreçlerinde eksik kalan bir şeylerin olduğunun en önemli göstergelerinden biridir. Durumun farkında olan kimi bireylerin kendini alternatif yöntemlerle geliştirmeye çalışmasından böylesi bir sonuç çıkmış olabilir. Genellikle motivasyon kitabı olan bu tür yayınlar, kişinin kapasitesine ve kararlılığına bağlı olarak işe yarayabilirler, ancak yaramayabilirler de.

5- Farkındalık ve kararlılık elbette önemli bir başlangıçtır. Ancak kafanızda o ışık parladığında ve kararınızı "evet, ben kişisel gelişmemi yapacağım" dediğinizde aslında işin başındasınızdır. Bu nedenle okunan bir kitap, katılınan bir eğitim sizi nirvanada bir guru yapmaz. Ancak öyle hissetmenize neden olabilir. Elinizdeki çöpü "kimse görmez nasılsa" diye yere attığınızda, içinizdeki kifayetsiz guru, kuruyup gitmiş demektir.

6- Kişisel gelişim Maslow piramidinde güzelce tanımlanmış gibi de olsa. Piramidin tepesine gelinip, "tamam ben oldum artık" demek mümkün değildir. Zira, hep daha iyisi mümkün olan bir süreçtir kişisel gelişim. 4 senelik bir okulu başarı ile bitirmek iyidir. Ancak ömür boyu o bilgi ile yaşamanız mümkün olsa da, yeni bilgiler edinmeyi boş verdiğinizde, meslektaşlarınıza göre geride kalırsınız. Çünkü kişisel gelişim bir yolculuk gibidir. İlerlediğiniz sürece eskisinden daha farklı olursunuz. Doğru yönde ilerlerseniz gelişirsiniz.

7- Kişisel gelişiminizi nasıl anlayabilirsiniz? Bunun için bir referans noktası olaması gerekir. Ancak kimi zaman bunu ölçmek o kadar da kolay olmayabilir. Başkaları tarafından imrenilen ve örnek alınan bir kişiliğiniz de olsa, bu sizin gerçekten harika bir insan olduğunuzu göstermez. Kişisel gelişiminizi tamamladığınızı düşündüğünüz anda, her şeyi yeniden gözden geçirseniz iyi olur.

8- İnsan henüz işleyişi tam olarak anlaşılamamış bir beyne sahiptir. Belki de bir gün gelecek, her şey tam olarak anlaşılacak, kişisel gelişimin daha basit bir çözümü bulunacaktır. Mesela Sapiens 2.0 üretilebilecektir. Eksikleri tamamlanmış mükemmel bir insanı en başta üretmek aslında bizi pek çok gereksiz çabadan kurtarabilir. Ancak o güne kadar çoğu başarısız olacak gelişme çabalarımızı sürdürmekten başka seçeneğimiz bulunmuyor.

9- Her nesilde tek tek gelişmek için çaba göstermek zorunda olmamız en önemli sorunlardan biridir. Pek çok faktör başarıyı engellemek için adeta birbiri ile yarışır. Örneğin batılılar "ışık doğudan yükselir" derler. Bunun anlamı, doğunun geçmişte bilim alanında pek çok araştırmanın yapıldığı ve bilginin üretildiği yer olmasından kaynaklanır. Şimdilerde ise bilginin ışığı artık kaynağını aydınlatmıyor gibi görünmektedir. Eğer bir şekilde nesiller boyu gelişmelerin önüne engeller konulursa, kişisel gelişim de, toplumsal gelişim de geriye gidebilir. Her ne kadar, "Güneş her gün yeniden doğar" denilse de, "bir kere kaybolan bilim ışığı, bir daha geriye getirilebilir mi?" sorusunun yanıtı belirsizdir.

10- Kişisel gelişim, toplumun ilerlemesi için önemlidir. Ancak fitili öncelikle ailenin yaktığı, okulların gereken teknik donanımı sağladığı ve ilerleme için başlangıcı oluşturduğu ama asıl çabanın bireye kaldığı unutulmamalıdır. Bireyin ise kolayca dikkati dağılabilir. Piramitte altyapıda oluşabilecek eksilmeler ve çatlaklar kendini gerçekleştirme için durdurucu ve geri çevirici olumsuzluklar da oluşturabilir. Kimi zaman temeli çürüyen binalar yıkılır. Zaten kişisel gelişimi devam ettirmek bu nedenle biraz daha zordur. Hem hayatta kalmak için tüm gücünüzle çabalayıp, hem de mükemmel bir insan olamayabilirsiniz. Ancak, belki de insan olmak zaten böyle bir şeydir.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Yeni Medya ve Kendini Bilmek


Kişisel gelişim ve kendini bilmek, bir duvarı yaparken, uygun taşları tek tek seçip, onları aralarından su sızmayacak şekilde gerektiği gibi konumlandırarak yerlerine yerleştirmek gibidir. Kolay değil, aksine oldukça zorlu bir süreçtir. Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen Yeni Medya da kendini bilme yolculuğunda ister istemez bize eşlik ediyor bu aralar. Üstelik kısmen de olsa yalnız yapılan bu yolculukta, sanal yol arkadaşları birbirlerinin gelişimine katkı yapıyor. 
Merhaba,

Maslow ihtiyaçlar piramidi diye bir kavram öne sürdüğünden bu yana yarım asırdan fazla süre geçmiş. Aslında soru var kafamda: Bu neden pramittir de sütun değildir? Dikkat ederseniz aşağıdaki ihtiyaçlar ile yukarıdakiler önem olarak birbirinden daha önemsiz değil ki.



Piramit, alttan temel ihtiyaçlar ile başlar, tepede kendini yeniden yaratmak ile sona erer. Sizce, temel ihtiyaçlar olmazsa olmaz, kendini yeniden yaratmak olmasa da olur bir kavram mıdır. Eğer sadece temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan bireylerden kurulu bir toplum olsa nasıl olur? Sanırım bunlar insana yetmemiş ki uygarlaşmış, eserler ortaya koymuş. Deneyimlerini gelecek nesillere aktarmış ve uygarlık yokunda kilit taşlarını döşemeye başlamışız.

Piramidin neredeyse tüm bölümlerinde sosyal medya sitelerinin kendilerine göre rolleri var. Maslow piramidini incelemenizi tavsiye ederim.

Bunun için benim web sayfamda yani burcakcubukcu.com'daki "Yeni Medya ve Kendini Bilmek" isimli yazıya bakmanızı öneriyorum.

Yeni Medya, kendi sınırlarınızı yeniden tanımlamada ve bunu duyurmada etkili. Bunu, dileyen herkese sağlaması ise popüler olmasının başlıca nedeni.

Aslında zaman içerisinde pek çok araç bunu sağlamada insanoğluna faydalı olmuştu. Yeni Medya'nın farkı, görece daha geniş kitlelere ulaşabilmesi. Tabi doğru siteyi veya uygulamayı bulmanız kaydıyla. Aradığını bulamayan kimi kullanıcıların "camı açıp bağırsam, daha çok insanla etkileşime geçerim" feryadı ise sanırım buna olumsuz bir örnek.

Yeni Medya sitelerinde basitlik her zaman işe yarar. Basitlikten kastım kullanıcıya zorluk çıkartmayan siteler. Bu konuda iyi örnek şüphesiz Twitter. Topu topu 140 karakter yazılabiliyor. Kendini ifade etmek için az olsa da, günde milyonlarca mesaj gönderildiğine bakılırsa işe yarıyor. Yan etkisi: kendini bir cümlede ifade edebilme becerisi kazandırması. Kötü örnek: Bana kalırsa Facebook. Kullanımı zor. Kullanıcıyı dipsiz bir kuyuya atıyor. Ancak her ikisi de başarılılar.

Fotoğraflar da kendini ve dünyayı anlamada, anlatmakta son derece etkili. Yine Twitter, Facebook gibi yerlerde fotoğraf paylaşmak mümkünken sırf bu tür paylaşımlara ağırlık veren diğer siteler de var. İlginç tarafı bir sitede yaptığınız paylaşımın dilerseniz diğer sitelerde de görünebilmesi. Eğer uygun şekilde hesaplarınızı birbirine bağlarsanız tek gönderim ile aynı anda birden çok yeni medya sitesinde içeriğiniz görülebiliyor.

Yeni medya'da bir süredir geçerli olan bir eğilim sözkonusu. Özellikle bloglarla (günlük) başlayan "özgün içerik her şeydir" fikri artık değişiyor. Googleda arama sonuçlarında bloglara eskisi kadar önem verilmiyor. Bunun temel nedeni özgün içerik yaratmanın zor olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla önemini yitiriyor gibi görünse de blog yazmak Maslow piramitinin tepesine denk geliyor. Ancak, herkesin kendini gerçekleştirmesi ve içeriği üretmesi kolay olmadığından, yerine "Curete" diye bir kavram gelip, Yeni Medya'nın orta yerine oturuverdi. İçerik oluştururken, gördüğünüz başka içerikleri bir sosyal medya sitesinde paylaşıyor ve kendi görüşlerinizi, tavsiyelerinizi içerisine ekliyorsunuz. Böylece yeni bir içerik, diğerlerinin küllerinden doğmuş oluyor. Takipçileriniz de belki sizi takip etmeseler hiç göremeyecekleri ilginç konularda bilgi sahibi oluyorlar. Onlar da fikirlerini paylaşıyorlar. Böylece takipçilerinizin takipçileri de yeni içerikten haberdar olup katkı yapıyorlar. Bir de bakıyorsunuz kartopunun yuvarlanıp büyümesi gibi içerik büyüyor dahası paylaşılıyor. Yani içeriği yaratmasanız da onu zenginleştirdiğiniz ve yeniden paylaşıma sunduğunuz bir yeni anlayış yaygınlaşıyor. Aslında bu anlayış çok da yeni sayılmaz. Biz bunu uygarlık tarihinin başından beri yapmıyor muyuz zaten?

Sonuç itibariyle Sosyal Medya ya da biraz daha geniş bir alanı tanımlayan, Yeni Medya sayesinde ihtiyaçlar piramidinin tepelerine rastlayan bölümdeki ihtiyaçlar gerçekleştirilmiş oluyor. Biraz sanal oluyor ama oluyor! Sanırım Sosyal Medya'nın neden bu kadar dikkat çektiği ve gündemde olduğunun mantıklı bir açıklaması da bu.

Sosyal Medyanın denetlenmesi ve devletlerin İnternet üzerinde hakimiyet kurmak için gösterdikleri çaba ise konu ile yakından ilgili olmakla birlikte sanırım bir başka bir paylaşımın konusu...

İyi günler dilerim.

Simurg

Simurg, Zümrüd-ü Anka ya da Phoenix olarak isimlendirilen efsanevi kuşlar bana göre aynı adrese çıkan küçük farkları olan bir tür kültürel i...