Blogcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blogcu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2014 Salı

Blog Yazmaya Başlamak Ve Sürdürmek İçin Öneriler


2006'da blog sayılabilcek Yahoo 360 diye bir servis ile blog yazmaya başladım. 2007'den beri düzenli blog yazıyordum.

Ancak blog yazmak benim için büyük bir yenilik değildi. 90'lı yıllarda İnternet kullanan herkes gibi benim de bir kişisel sayfam vardı. Doğrusunu isterseniz son derece zor düzenlenebilen, içerik eklemesi oldukça zor bir şeydi. 1991 yılından beri çeşitli bilgisayar dergilerinde makalelerim yayınlandı. İçlerinden benim için en özel olanı PC Günlüğü'ydü. Ardından, 1996 yılında Amatör Telsiz derneğimizin yayın organını geliştirme fikriyle yola çıkıp, İnternet üzerinde Antrak Gazetesini yayınlamaya başladık. Ben de hem editörlük, hem gazetenin hazırlanıp web üzerinde yayınlanması işini 6 yıl kadar sürdürdüm. HTML ile Netscape editörünü kullanarak gazeteyi hazırlamak oldukça zahmetliydi. Bu arada ben de bol, bol yazı yazdım Antrak Gazetesi'ne.

Bir süre sonra blog yazmak için pek çok imkan ortaya çıktı. Ancak Blogger son derece kolay ve bedava yer sağlayınca ister istemez tercihimi bu ortamda yaptım.

Bir blogger ne yazar?
Ben kendi deneyimlerimi ve öğrendiklerimi yazıyorum. Kimi zaman hikayeler geliyor aklıma hemen burada anlatıveriyorum. Teknolojik gelişmeleri de blogumda anlatıp yorumluyordum ama sonra bunları başka bir bloga taşımaya karar verdim. Böylece http://dgunu.com doğdu. Kendimce yeni öteberi hakkında yorumlar ve tanıtımları orada yapmaya başladım. Trafiği ilginç bir site. Güncele ağırlık vermek zorunda olduğum bir yer oldu.

Kendim için yazıyorum genellikle. Çok unutkan olduğum için bulduğum kolaylıkları buradan paylaşıyorum ki unutmayayım. Özellikle "nasıl yapılır?" sorusuna cevap olan içeriklerime ilgi fazla. İnsanların da gelip bu içeriklerden faydalanmaları hoşuma gidiyor.

Karton uçak yapımından, ödev yazarken kağıdın altına koymak için hazırladığım çizgili kağıda, uydu anten kablosu ile kablo TV kablosunu nasıl tek kabloya indirdiğimden, felsefi birikimlerimi paylaştığım yazılara kadar bir çok konuda yazıyorum. Okuyan olduktan sonra daha da yazarım.

Peki, blog yazmak ve bu uğraşı sürdürmek için neler yapılabilir?


Blog Yazmak ve Sürdürmek İçin Öneriler:

1. Düzgün bir içerik yönetim sistemi seçin.
WordPress iyi bir seçenek olabilir. Dilerseniz kendi sunucunuz ve alan adınız ile yayın yapmanız mümkün. Kullanımı kolay. Görünüm değiştirebilmek için pek çok seçenek var.
Blogger bir diğer seçenek. Kullanım burada da kolay. Kendi alan adınızı alıp kullanmak kolay. Kendi sunucunuzu kullanmak mümkün değil. Ancak bu iyi sayılabilir. Sunucu için masraf yapmaya gerek kalmıyor. Google Bloggeri geliştirmeyi çok yavaşlattı. Ancak içeriğinizi yedekleyip, başka bir servise taşımak mümkün. Başka seçenekler de var. Tumblr da bunlardan biri. Pekala bunu da kullanmak mümkün. Çok esnek değil ancak bir seçenektir.

2. Hakkında Kısmını Boşvermeyin!
Blog yazarken sizi merak edenlerin bu merakını azımsamayın. Okudukları içeriğin kimin tarafından oluşturulduğunu merak eden kişilerin hakkında kısmına baktıklarını unutmayın. Sanal bir kişi oluştursanız veya mahlasla yazsanız bile böyle bir kısım ayırmak olmazsa olmazlardan. Ayrıca size ulaşmak isteyebilecek PR ajansları da bu sayfada vereceğiniz mail adresiniz ya da mesaj formu üzerinden size ulaşacaklardır.

3. Tasarlayın
Kafanızda 10-20 arası farklı konu düşünüp bunlar hakkında yazın. Daha sonra hangilerinin daha çok ilgi çektiğine göre yazmayı daha çok ilgi çeken konulara kaydırabilirsiniz.

Çok aranan kelimelere yoğunlaşarak SEO yapabilirsiniz. Bu trafik getirebilir ancak iyi içerik de fena trafik getirmez. Bu arada hem iyi içerik hem de çok aranan kelimelere yoğunlaşabilirseniz çifte ekti yaratabilirsiniz.
Kelime bazlı yazacaksanız üzerinde duracağınız kelimeleri https://adwords.google.com adresinden incelemeyi öğrenmeniz gerekiyor.

4. Yüksek Kaliteli İçeriğe Odaklanın
Yazdıklarınız başkalarının işine yarayacak, keyifle okunacak türde olsun. Kaliteli ve nitelikli içerik üretin. Değerli deneyimleriniz başkalarının da işine yarayabilir. Bu tür paylaşımlar yaparsanız okunur.

Düzenli olarak yazın. Kendinizi unutturmamanız takipçilerinizin aklının bir köşesinde yer etmenizi sağlayacaktır. Ancak bunun için sürekli olarak kafanızı ne yazsam sorusu ile meşgul etmeniz ve çalışmanız gerekecektir.

5. Görsel Kullanın
Blogunuzu görseller ile desteklemeniz okunurluğunuzu artırır. Kullanım için bedel istenmeyen (royalty-free) fotoğraflar kullanabileceğiniz gibi kendi görsellerinizi Gimp gibi açık kaynak bir yazılımla oluşturabilir, ya da fotoğraflarınızı çekip kullanabilirsiniz. Parayı bastırıp fotoğraf da satın alabilirsiniz bu tamamen size kalmış bir durum. Yazıyorum çünkü yurt dışında iddialı olarak bu tür blog yazanlar stock fotoğraf satın alıp bloglarında kullanabiliyor. Bedel istemeyen fotoğrafların kullanılması halinde sahiplerinin linklerini vermeyi unutmayın.

6. Diğer Blogları Okuyun
Sırf yazıp durursanız, bir süre sonra kendini tekrar etme tehlikesi var. Okumak bunu aşmanıza yarayacaktır. Okumuşken başka yazarların bloglarını okuyarak hem kendi dimağınızı zenginleştirir hem de başkalarının emeklerini değerlendirmiş olursunuz. Aynı tür okuyuculara yönelik yazan blogları takip edin.

7. Haftada Birkaç Kez Yazın
Ölü Blog Sendromundan kurtulmak için haftada en az bir kez yazmanız gerekir. Düzenli olarak yazın. Bu körelmenizi de önlemiş olur. Giderek daha kolay yazdığınızı daha iyi okunur içerik ürettiğinizi göreceksiniz. Bunun için tek yapmanız gereken sürekli yazmak.

Birisi yıllardır dokunulmamış bir bloga girdiğinde içerik ne kadar ilginç olursa olsun olumsuz etkilenecektir. Okurlarınız Fatiha okuyup birer birer uzaklaşsın istemiyorsanız devamlı olarak yazmanız gerekiyor.

8. Blogunuzu Tanıtın
İçeriğiniz ne kadar güzel ve ilginç olursa olsun eğer tanıtım yapmazsanız istediğiniz etkiyi göremezsiniz. Diğer bloglarda, sosyal medya sitelerinde tanıtımınızı yapmayı unutmayın. Okur gönderen sitelerde yazılarınızı duyurun. Blog ağlarına, gazete sitelerinin sağladığı tanıtım imkanlarına katılın ve kullanın.

Sadece organik trafik (arama makineleri) ile gelenler ile yetinirseniz çok ilginç içeriklerinizi pek çok okur görmeyecektir. Okunmayacaksa neden yazıyorsunuz?

9. Listeler Oluşturun
Listeler içeren blog gönderileri daha çok dikkat çeker. Okunurluğu artar. Sade, anlaşılır içerik yerine ağdalı paragraflar arasında kaybolmak okurların istemediği bir durumdur.

10. Devamlı İşiniz ile İlgili Yazmayın
İş ile ilgili bloglar iyidir hoştur da arada sırada boş zaman uğraşlarınız (Hobileriniz), aileniz hakkında yazabilirsiniz. Böyle yazılar da gayet güzel okunur.

11. Olumlu Olun
Olumsuz içerik yazarsanız okuyanların yaşam enerjisini boğabilirsiniz. Kimse içini karartsın diye sizin yazılarınızı okumaz. Tamam, kişisel gelişim goygoycuları gibi pohpohlamayın kimseyi ama iç karartıcı yazmak yerine insanın içini kıpır, kıpır yapan hayat enerjisini canlandıran yazılar hem çok okunur hem de sosyal medyada çok paylaşılır.

12. Politikadan Uzak Durun
Özelikle bir politik görüşü savunan blog yazmıyorsanız politikadan uzak durmanız iyi olacaktır. Politikacılar siz istemeseniz de politik konuları her gün gözünüze sokacaklardır. Oysa okurlarınız kendi istekleri ile sizi okuyorlar. Boşuna bitmez, tükenmez politika meseleleri ile blogunuzu doldurmayın. Güncellikleri çabuk tükenir. Kısa sürede çöp içerik haline gelir. Dini, Fanatik futbol destekçiliği gibi konular için de aynı durum geçerli.

13. Yükü Paylaşın
Yazmayı sevmiyor olabilirsiniz. O halde blogunuzu çok yazarlı bir hale getirebilirsiniz. Başkalarını organize edip çok yazarlı bir blog oluşturabilirsiniz. Ancak bu fazladan bir iş yükü getirecektir. Kolay olmadığını bilin. Diğer yandan böyle bir girişimde herkes işin bir ucunu tutacak olursa müthiş bir sinerji yakalayabilirsiniz. Ancak doğru kişileri seçmek için dikkatli olmanız gerekecektir.

14. Para Peşinde Olmayın
Herkes bloğundan para kazanmak isteyebilir. İmkansız değildir ancak geçiminizi blogdan gelecek para ile sağlamanız mümkün değil. En azından içerikleriniz ve gelenlerin reklamlara tıklaması ile bunu başarmak pek mümkün görünmüyor. Günlük 5000-15000 tekil ziyaretçi almanız haline dişe dokunur bir gelir elde edebilirsiniz. Ancak sürdürülebilir bir trafik akışı sağlamak için bir basın organı gibi çalışmanız gerekebilir. Bunu becerip devamlı iyi gelir elde edebilen bir blog yok. Varsa beni uyarın, nerede yanlış yapıyoruz yeniden değerlendirelim.

Para kazanayım derken blogunuzu reklamlarla kapladığınızda okurlarınızı boş yere sinirlendirebileceğinizi de unutmayın. Okurlarınız olmadan blogunuzun da fazla bir anlamı yok.

Dipnot:
Bu yazıyı hazırlarken http://www.prdaily.com/Main/Articles/577ecc3b-1190-416d-ab85-62b7588b3085.aspx# adresindeki gönderiden fazlasıyla yararlandım. Ancak ortaya farklı bir içerik çıktığını da söyleyebilirim. İnanmazsanız linke bakın ;)

11 Şubat 2014 Salı

DGünü 1 Yaşında


14 Ocak 2013 tarihinde D Günü blogumu açtım. Friendfeed oldukça sönükleşmişti. İlginç bulduğum öteberiyi  eskiden orada paylaşırdım. "Bari kendi blogumda yazayım, ilginç bulduğum teknolojik ürünleri" diye düşündüm. Sonra kısa "kısa yorum yapacağım aynı zamanda yeni teknolojik cihazları (zamazingo) anlatacağım bir blog yapayım" dedim. Blogu açarken de, dgunu.blogspot.com oluversin adı diye düşünüp, ismini de öyle seçtim.

Daha sonra bir Google PR (Sayfa Sıralaması - Page Rank) güncellemesi aldı blog. PR3 olunca heveslenip bir alan adı aldım. Şansıma dgunu.com alınmamıştı. Ardından, bir ara bir slogan buldum bloguma: "Sayısal dünyanın gelişmelerine çarpık bir bakış!" Ancak, gelin görün ki bu sefer ancak PR1 olabildi blog. Neyse önemli değil.

Bloga bir de logo uydurdum kendimce. Şaşı bakan gözlüğün arkasındaki gözler. Öyle profesyonel bir şey değil. Ama ben yaptım. Bir yılda 291 yazı yazmışım. 120 bin tekil ziyaretçim olmuş. Fena sayılmaz.

Bir ara yolunuz düşerse beklerim. http://www.dgunu.com


27 Kasım 2013 Çarşamba

Blogu Hangi Serviste Açmalı?


Eğer yazı yazmayı ve düşüncelerinizi başkalarıyla paylaşmayı seviyorsanız Blog yazarı olabilirsiniz. Pek çok konuda yazabilirsiniz. Eğer verdiğiniz bilgileri arayanlar varsa, blogunuz ilgi çekebilir. Bazen kimse aramasa da bir şeyler paylaşmak sizi rahatlatabilir. Böyle durumlar için de Blog tutmak güzel bir çözümdür. Peki blog servislerinden hangisini kullanmalı?
Eğer yazıyı benim sesimden dinlemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Merhaba,

Gerçekten blog yazmak için o kadar fazla yer seçeneği var ki, insan nerede yazacağını şaşırabilir. O halde mevcut blog servislerinden en çok tercih edilenleri sıralamaya çalışalım (bazı blog servisleri).


Ülkemizden başlayacak olursak, Blogcu iyi bir başlangıç noktası sayılır. Ülkemizdeki ilk blog servislerindendir. Kullanımı kolay ve Türkçe desteği var. Ancak içeriğinize dikkat çekebilmek için fazlaca bir yardımı olduğu söylenemez. Sosyal ağlarda paylaşım imkanları ile okunurluğu artırma şansınız var. Yani büyük oranda okunurluk için iş, sizin çabanıza kalıyor. Servisin giriş sayfasında görünmeyi başarabilirseniz, biraz daha çok şansınız var. Kendi alan adınızı alıp, bu blogunuza bağlamak için pek fazla şansınız yok. Dolayısıyla blogunuzu günün birinde kendi alan adınız altında yayınlamanız burada pek kolay olmayabilir. İçeriğinizi bir başka servise taşıyabilmek için bir seçeneğiniz de yok. Dolayısıyla burada başlayıp sonradan fikir değiştirirseniz içeriğinizi aktarmak için fazla bir kolaylık beklemeyin.


Milliyet Blog. Milliyet gazetesinin blog servisi. Basit bir görsel ve yazınız. Paylaşabileceğiniz bunlardan ibaret Son derece kolay gibi görünen bir kullanımı var. Ancak hepsi bu. Tasarım, değişiklik, esneklik, içerik taşıma gibi konularda hiç kullanıcı desteği yok. Tek faydası, gazetenin yönlendirdiği trafik sayesinde, nispeten kolayca okur bulabilmeniz. Buna karşılık gazete web sayfasına çektiğiniz trafik, arama makinesi optimizasyonu açısından gazetenin daha çok işine yarıyor.


Wordpress oldukça geniş imkanları olan bir blog servisi. Burada açtığınız blogunuzu kolayca Türkçe kullanabilirsiniz. Dilerseniz, kendi alan adınızı da alabileceğiniz gibi, tamamen bağımsız ama yine Wordpress yazılımı kullanarak bir yer sağlayıcıda bulundurma açısından Wordpress'den bağımsız, blog servisinizi kullanabilirsiniz. Temalar açısından son derece zengin pek çok seçeneği var. Gazete'den tutun, şirket sitesine kadar çevirebileceğiniz esnek bir yapısı var. İçeriğinizi kolayca başka blog servislerine aktarabileceğiniz gibi başka blog servislerinden de wordpress'e içerik aktarmanız mümkün. Dolayısıyla içeriğinizin bir yedeğini güvenli bir yerde tutabilirsiniz. Özellikle kendi içerik yönetim sisteminize yönelik, düşük bütçeli bir proje gerçekleştirmek istediğinizde bu servis blog olarak hizmet vermenin ötesine geçip, çok daha geniş bir alanda kullanılabilecek bir hale geliyor. Ayrıca istatistik olarak da oldukça detaylı veri sağlıyor. Böylece ziyaretçilerinizin nerelerden geldikleri, ne aradıkları, konusunda bilgi veriyor. Sonuç itibariyle oldukça iyi ve pek çok kullanıcının tercih ettiği bir servis. Üstelik, istediğiniz zaman Wordpress'e geçiş yapabileceğinizden "en başta seçmedim" diye üzülmenize de gerek yok.


Tumblr bir diğer blog servisi. Kullanımı oldukça basit. Fazla tema seçeneği yok. Ancak, temalar ile oynayıp kendinize özgü bir tema yaratmanıza imkan tanıyor. Kendi alan adınız altında kullanıma elverişli. Dolayısıyla bir gün blogunuzu yeterince geliştirdiğinizi düşündüğünüzde kendi alan adınız ile yayına geçmek son derece kolay. Diğer servislerle içerik transferi konusunda imkanları var. Genellikle fazla yazmayıp, görsel içerik paylaşmayı tercih eden kullanıcıların sevdiği bir servis. Ancak yazı ağırlıklı paylaşımlara da açık. Sosyal ağlar ile bağlanabilme kabiliyeti yüksek. Instagram gibi görsel içerikli sosyal ağlardan, içeriği direk olarak Tumblr'a gönderip, anında blogunuzda yayına almak mümkün. Akıllı cihazlarda kullanılabilen uygulamaları da mevcut. Arama makinesi optimizasyonu konusunda biraz tecrübe gerektiriyor. Yahoo tarafından kısa bir süre önce satın alındı.


Blogger Google tarafından desteklenen blog servisi. Türkçe desteği de var. Ancak mobil uygulaması Türkiye'ye açık değil. Dolayısıyla Android telefonunuzla kolay içerik gönderimi yapmanız bir anlamda engellenmiş. Tema desteği oldukça geniş. Sistemin kendi temalarını kullanmak ve değiştirmek mümkün. Bunun yanında kendi temanızı geliştirmek ya da başkalarının yaptığı temaları kullanmak da mümkün. İçerik girmek son derece kolay. Oldukça esnek. Blogunuzun görselliği konusunda sonsuz seçenek var. İçeriklerinizi dışarı aktarmak, dışarıdan içerik almak mümkün. Kendi alan adınızı kullanmak da son derece kolay. Google arama makinesinde neredeyse anlık olarak indeksleniyor. İstatistikler konusunda da son derece iyi desteğe sahip. Dolayısıyla arama makinesi optimizasyonu diğer servislere göre daha kolay. Bir süredir Google blog servislerinin önemini düşürdüğünden beri pek geliştirilmiyor. Ancak servis kapatılmıyor da. Gün gelir, blog servisleri yine yükselen değerler arasına girerse durum değişebilir. Mevcut haliyle de güzel bir servis.

Alan adı yıllık 20 lira civarında bir maliyet getirir. Eğer bir hosting firmasından yer alıp, kendi blogunuzu burada tutmazsanız tüm ödemeniz gereken bedel bu kadar olabilir. Alan adı almadan devam da edebilirsiniz. O durumda hiç bir parasal maliyeti olmayacaktır. Eğer günde 10 bin okuyucuyu blogunuza çekmeyi başarabilirseniz Google reklam programına katılmanız halinde, güzel reklam geliri elde edebilirsiniz. Bunun yanında Hürriyet gazetesinin Bumerang platformu üyesi olup, tanıtımları blogunuzda yayınlayabilirsiniz. O da bir ölçüde blogunuzun masraflarının bir kısmını karşılamada yardımcı olabilir.

Daha pek çok blog servisi var. Onları da inceleyip tercihinizi yapabilirsiniz. Ancak hepsinden önemlisi, ilgi çeken, aranan içerik oluşturmayı becerebilmektir.

İyi günler dilerim.

Simurg

Simurg, Zümrüd-ü Anka ya da Phoenix olarak isimlendirilen efsanevi kuşlar bana göre aynı adrese çıkan küçük farkları olan bir tür kültürel i...