Netiket

İnternet gelişiyor, bu arada çoğu kullanıcı normal hayatlarında olduğu gibi İnternet'de de etik kurallara uymadan yaşamlarına devam ediyor. Yetmezmiş gibi sosyal medya da uzun süredir işe dahil oldu ve orada da normal hayatta olduğu gibi etik kurallara uymadan yaşamak normalleştirilmek isteniyor. Ama normal falan değil. Evrensel etik kurallara uymak, iyi insan olmak olarak özetlenebilir. Her yerde evrensel etik kurallara uymak iyidir. Kendinizi daha çok insan hissettirir.
Yardım, alanı mağdur, vereni de mağrur etmemelidir.
Yardım, yapan ile yapılan arasında bir olgudur. Yapılan yardım, eğer kamuya ilan ediliyorsa amacı birine yardım etmekten çok, kamuoyuna birine yardım ettiğini göstermektir. Dolayısıyla bu durumun yardım etmek amacından saptığı ortadır.Yine bir dostunuza geçmiş olsun dileklerinizi iletirken, eğer mümkünse kendisine veya o anda bir yakınına dileğinizi belirtirsiniz. Aslında dileğinizin, tanıdığınız kişinin iyileşmesine bir etkisi doğrudan olmaz. Ancak verdiğiniz desteğin tanıdığınız için bir önemi varsa, moralinin düzelmesine katkı sağlıyorsa bir etkisi olabilir.
Tanıdıklarınızın iyi gününde ve kötü gününde yanında olmanız insancadır. İnsanlar türdeşleri ve diğer türler için şefkat duydukları ölçüde insan olur. Hayatta kalabilmek için her türlü içgüdüsel davranışı sergilememize neden olduğu düşünülen beynin ilkel bölümü amigdala yerine, insan olmamızı ve müşfik olmamızı sağlayan diğer kısımları ile hareket edebildiğimiz ölçüde kamil insan olabiliriz.
Bir de arada bir durum var. Özellikle sosyal medya aracılıyla bağlantımız olan tanıdığımız insanlara yine bu sosyal medya aracılıyla şefkat göstermek.
Örnek olarak neler var?
- Kan anoslarını paylaşmak (ama kan vermemek)- Doğum günlerini kutlamak (ama yanında olmamak hatta bir telefon bile etmemek)
- Vefat eden tanıdığın Facebook duvarına, "olmadı bu be abi" düzeyine ulaşacak kadar atar yapmak (yazdıktan 30 saniye sonra unutmak)
- WhatsApp gruplarında "geçmiş olsun" mesajı baskınlarına katılmak (gerçekte pek de umursamamak)
- Cuma günleri hayır dilemek (daha iyi bir insan olmaya yeterli olduğu düşüncesiyle öylece kalmak)

Yine gruplar duyuru için iyi yerlerdir ama buna cevap vermek için özelden ilgiliye ulaşmanız daha doğrudur. Yoksa, tebrik etmek ya da geçmiş olsun diye gruba yazmak "Bakın! Ben üzerime düşeni yapıyorum. Ne kadar da mükemmelim, değil mi?" anlamına gelir. Oysa, gerçekten sizin için önemli birisi ise onu aramanız, yanına gitmeniz, en azından, özel bir mesaj göndermenizdir. Zira, dileğinizi kamuya mal ettiğinizde, aslında deklare ettiğiniz bir kişisel dilek olmaktan çıkar. Kim bilir, amacı ne olan bir durum ilanına döner.
Gösteriş için hareket etmeyin. Bu tür davranışlardan kaçınırsanız iyi olur. "Kim umursar?" derseniz: Kendiniz için, "siz" umursayın. Daha çok, daha iyi insan olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder