İnsan, sınırların içerisindeyken kendini güvende hisseder. Muhtemelen, sınırlar içerisinde korunma güdüsü ile diğer insanlara göre daha güvenli yerlerde bulunarak hayatta kalan atalarımızın mirası. Ancak, bir hapisanede zorunlu olarak kalmayı kimse sevmez. Tehlike geçene kadar güvenli bir yerde durup, sonra oradan çıkabilmek iyidir.
Bu yazıyı Youtube'dan izleyebilirsiniz.
Somut durumları algılamak ve çözüm üretmek kolayken, soyut kavramlarda durum o kadar da kolay olmayabilir.
Örneğin bir tılsımın sizi kötü olaylardan koruyabileceğine inanabilirsiniz. Bu sizi rahatlatır. Çünkü elle dokunulur, içerisinde güvenle durulabilir olmasa da, tılsım'ın sizi koruduğuna inanabilirsiniz. Tılsım yanınızda olmadığında dışarı çıkamaz hale gelirseniz, aslında sizi kötülüklerden korumada bir etkisi olmasa da, tılsımınız sizi istemediğiniz bir duruma hapsetmiş, kurtulamadığınız bir düşünce haline gelir. Soyut duvarları yıkmak düşündüğümüzden daha zordur.
1- Burç Falı
Burç falı, gökte görüp, kendimizce bazı bildiğimiz şekillere benzettiğimiz takım yıldızların yerlerinden ortaya çıkmış. Düşünsenize en yakın yıldızlar bile günümüzdeki teknoloji ile ulaşamayacağımız kadar uzaktalar. Işıkları ise en iyi tahminle bize ancak birkaç yılda ulaşıyor bkz. Bize gelecekten haber veren yıldızların geçmişteki hallerine bakıyoruz anlayacağınız. Aşk, sağlık, para gibi durumlarımızı böyle uyduruyorlar. Geçmişe bakıp, geleceği görmek mümkün mü? Henüz gerçekleşmemiş bir geleceği.
2- Falcılar
Birtakım insanlar kendilerince bazı teknikler kullanarak sizin geleceğinizi okuyup, karşılığında para alırlar. Sorun para kazanmaksa, gerçekten geleceği görenlerin yapabileceği pek çok akıllı hareket var. Örneğin "Sayısal Loto" oynayıp parayı kırabilirler. Medyumlardan, falcılardan benzer şekilde zengin olmuş birini tanıyor musunuz?
3- Dilenciler
Hayatta şansları yaver gitmemiş ve yardıma muhtaç insanlar da olabilirler, insani duygularınızı istismar ederek çalışmadan para kazanmaya çalışan kişiler de olabilirler. Ancak bir de "Allah rızası için" diye dilenenler vardır ki, sormayın! Kendisi muhtaç ve fakir iken, dilendiği için para verdiğiniz birinin duası size artı puan kazandırır mı? İnsan ister istemez, "bu insanların duaları kendilerine fayda etmiyor mu?" diye düşünesi geliyor.
4- Kahve Falı
Filtre ederek, artık kısmının alınmasından önce ortaya çıkmış pişirme şekli yüzünden Türk Kahvesi geride telve bırakır. Bu telvenin tepetaklak edilip, tabağa kapatılıp soğuduktan sonra açılıp, içine bakıp şekillerden fal söylemek ve bunun geleceğinize yönelik ipuçları ile dolu olduğunu düşünmek normal gelebilir. Özetle kahveden kalan posanın içine bakıp geleceği görüyoruz. Kahve çekirdekleri aslında bitkinin üremek için kullandığı tohumlar. Biz onu kahve haline getirip, keyfini sürüyoruz. Anında çözülebilir kahveler ise pek telve bırakmadıklarından falları olmuyor ne acı değil mi?
5- Halk Kültürü Ürünü Varlıklar
Örneğin periler, uzaylılar, üç harfliler. Düşünüşe göre bunlarla aynı ortamı paylaşıyoruz ve bizimle ilişkiye geçebiliyorlar. Bizden üstün varlıklar ve bize ilgi gösteriyorlar. Şempanzeler genetik olarak neredeyse %98-99 bize benziyor. Bu halleri ile ancak çok uğraşılırsa işaret dili ile kelimeler öğrenip dertlerini anlatabiliyorlar. Aslında bizimle ilişkiye geçmek gibi bir istekleri de yok. Bizi merak ettiklerini pek sanmıyorum. Aramızda %1'lik bir fark olması bu boyutta bir uçurum yaratırken bizden çok daha üstün olduğunu düşündüğümüz uzaylılar kimbilir neler yapabilir bir düşünsenize. O üstün teknolojiye sahip uzaylılar, kendilerine göre son derece geri bir türü, neden merak edip buralara kadar gelsin ki? Bize danışacak neleri olabilir? Aramızdaki uzayın aşılmasının güçlüğünü ve alacağı süreyi işin işine katmıyorum bile. İnsan beyni zaman zaman gerçeklikle ilişkisini koparıp, varolmayanı gerçek ile karıştırabilir. Periler ve cinler böyle bir anlatının popüler kültür haline gelmesinden kaynaklanıyor olabilir mi?
6- Altıncı His
Olacakları hissetmek diyelim. İnsan geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak zorundadır. Bunlara göre hayatta kalabilemek için beynini kullanarak çözümler üretmesi normaldir. Örneğin; yağmur yağacaksa korunacak yer bulması gerekir. Vahşi hayvanlardan korunmak için de durum aynıdır. Bu alışkanlık işe yaramış olmalı ki, içimizden böyleleri yüzbinlerce yılda diğerlerine göre daha çok hayatta kalmış. Bu özellik devamlı olarak içimizde olacaklara ilişkin provalar ve öngörüler yapmamıza neden olabilir. Her an kötü birşeyler olacağını düşünen zihnin bunlardan birinin gerçekleşmiş olması halinde, bunu altıncı his olarak değerlendirmesi normaldir. Diğer gerçekleşmeyenler kolayca unutulur.
7- Evrene Mesaj Yollamak
Birkaç yıl önce "Secret" isimli bir kitap akıl almaz satış başarısı gösterdi. Kitapta Çekim Yasası (Newton'unki ile alakası yok) sayesinde iyi şeylerin gerçekleşmesi için sadece istemeniz gerektiği anlatılıyordu. Yazım tekniğine bakıldığında, genel kabul görmüş birtakım felsefi akımların da konu ile harmanlanarak, bilimin de buna katık edilmesinden oluşan bir yemek sunuluyordu okura. Yapısı gereği, tembel şartları seven insanoğlu sadece isteyerek kendine herşeyi çekebileceğini söyleyen bu kitabı çok sevdi. Kitabın başarısı bu uydurma düşünceyle kendi yazarlarına çektiği para ve başarı olarak özetlenebilir. En hoş önerilerden biri web sitesindeki çeki bastırıp üzerini doldurup, bu paranın size gelmesini beklemenizi öneren kısmıydı.
Çek şu adresten alınmıştır. |
Şahsen denemek için ben doldurup, tuvaletin duvarına astım. Üzerinde yazan miktarın da bana gelmesini her tuvalete girişimde çok ama çok istedim. Hatta hemoroidimin geçmesinden bile çok istedim. Ancak olmadı. Evren bankası bana ödeme yapmadı. Sanırım yeterince istemedim ;)
Henüz gerçekleşmemiş bir geleceği tam olarak öngörmek mümkün değildir. Çünkü gelecek, çokça olasılığın etkilediği bir durumdur. Henüz olmadığı için de tahmin edilmesi mümkün değildir. Ancak tahin edilebilse, şüphesiz yapabilen için iyi olurdu. Geleceği bilmeyi kim istemez ki?
Boş inançlar insanın gelecek endişesini çok iyi istismar eden başka türdeşleri tarafından hep kullanılmıştır. Sanırım gelecekte de kullanılacaktır. Belki de boş inançlardan sırf bu yüzden uzak durmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder