9 Eylül 2012 Pazar

Yaşamdaki İşletme Körlüğümüz


İşletme körlüğü: Devamlı olarak aynı ortamda bulunmaktan dışarıdan birinin kolayca dikkatini çekecek aksaklıkları görmemek olarak tanımlanabilir.

İşte aynı körlük nedeniyle yaşamımızdaki gariplikler, dışarıdan bir göze garip gelecek aksaklıkları fark etmeyiz.

Dünya'ya bir bakın. Zenginliklerin büyük bölümü kısıtlı bir grubun elindeyken insanlar başka bir yerde açlıktan ölebiliyor. Bizler evlerimize "bu yıl hangi dev ekranı alsak?" diye düşünürken dünyanın başka bir bölümünde elektriği bile olmayan insanlar sağlıklı yaşamaya çalışıyorlar. Acayip değil mi?

Alışkanlıklarımız ve onların kaynaklarına bakın. Gelenek ve görenekler. Aslında çoktan ölmüş insanların takıntıları değil mi?

Gerçekleri anlamaya çalışmak yerine, geleceğe hükmetmek istemiyor muyuz? Oysa gelecek ancak bu günü anlayarak şekillendirilebilir. Geleceği anlayabilmek için gidilen falcılar ise aslında hayal pazarlayan dolandırıcılar değiller mi? Geleceği gerçekten gören hangi falcı loto oynamak yerine neden bir sürü insanın ağız kokusunu çeksin? Ya karakterimizi şekillendiren şeyin 12 burç olduğuna inanmak da nesi?

Peki ya dilencilerin kerametine inanmak nedir? Yaratana sizden daha yakın olsalar, o halde olurlar mı?

Kendini geliştirmeyen insan her şeye inanabilir. Uçan atlara, orman perilerine, hiç bir kanıt görmese de gri uzaylılara ya da dünyanın tepsi gibi düz olduğuna.

Oysa dikkat ederseniz, belki de gözünüzün önünde duran gerçeği fark edebilirsiniz. Kendinize sorun: "Her söyleneni peşinen kabul mü ediyorum? Yoksa verileri akıl süzgecimden mi geçiriyorum?".

Akıl süzgecinin de okuyarak öğrenerek mükemmelleştiğini unutmayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatay Zeka

Bir süredir Suno.com (#reklam değil) ile oynuyorum. Önce bir Eurovision taşlaması rock şarkı yaptım . Aslında öylesine pek ne yaptığını anla...