17 Mart 2010 Çarşamba

Yazı yazmak, geriye bir iz bırakmaktır

Geçen binlerce yıllık zaman içerisinde gelecek nesillere birşeyler bırakabilmenin en garantili yolu yazı olmuş. Günümüzde alternatif bazı teknolojiler ortaya çıkmış da olsa hiç birinin mağara resimlerinden daha kalıcı saklama ortamları olduğuna dair bir kanıt yok. Kağıt benzeri ortamlarda da en fazla birkaç yüz yıl sonra yeniden yazılmadan gelecek nesillere aktarılma şansı olmuyor.

Peki eteklerimizdekini döktüğümüz bu tür günlüklerin ömrü ne kadar olabilir? Google'ın sunucu tarlalarında bir yerlerde saklanan bu sözcükler gelecek nesillerin görebileceği kadar uzun ömürlü olabilecek mi?

İnsan kendisinden sonra gelenlere düşüncelerini, duygularını aktaramadıktan sonra ondan geriye ne kalır ki? Belki birkaç kemik parçası ve şansınız varsa birkaç DNA...

Geleceğe iz bırakmak istiyorsanız bunun en garantili yolu yazmak. Bu kesin. Ama ortamı iyi seçmek lazım. Belki bir çok satan roman yazmak iyi bir yöntemdir. Belki de bir tuvaletin duvarına karalamak. Google teknolojisi izin verirse, günlük yazmak da geleceğe sizden birşeyler bırakabilir.  Ancak hangisi daha kalıcı olur bunu bilmek zor.

Hangi yöntemi seçerseniz seçin en azından bir şans kazanmış olursunuz. Eğer yazmazsanız sizden geriye pek bir şey kalmaz, bu kesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Simurg

Simurg, Zümrüd-ü Anka ya da Phoenix olarak isimlendirilen efsanevi kuşlar bana göre aynı adrese çıkan küçük farkları olan bir tür kültürel i...