7 Ocak 2009 Çarşamba

My Name is John - Smile Adsl

Şu sıralar bir yandan beğenerek, kısmen de sinir olarak izlediğim Smile Adsl reklamından bahsetmek istiyorum.
Reklamda, elinde bıçak ve faraşla döner kesmekte olan tipik bir anadolu erkeğine yaklaşıyoruz.
Gülerek, başlıyor İngilizce konuşmaya.
-Merhaba, benim adım John
-20 yaşındayım ve New York'da yaşıyorum.
-Partiye gitmeyi seviyorum...
-Hayvanları seviyorum...
-Seni seviyorum...
Ardından "Ayda sadece 14.99 YTL'ye istediğin kişi ol" anonsu ve yazısı geliyor. Ancak hemen belirteyim sloganın altında mavi renkte İngilizce "Be Yourself" Kendiniz Olun da yazılmış.
Mesaj üstüne mesaj. Sağ gösterip, sol vurmak bu olsa gerek.
Başbakan gibi, siz de YouTube'a erişebiliyorsanız, buyrun aşağıda seyreyleyin.
Perde arkasına geçince kolayca kişilik bölünmesi yaşayan toplumumuza açık ve davetkar bir mesaj damardan verilmiş oluyor böylece. Reklam bence son derece vurucu ve doğru adreslenmiş. Ama ulaşılacak sonuç bu haliyle pek de parlak değil.
Özetle, kişilik bölünmesini özgürce burada yaşayın deniyor. Yakın tarihimize bakacak olursak bu tür kişilik bölünmelerini önce 80'li yılların başında çoğalan ama arayanın numarasını karşıya gösteremeyen ev telefonlarında meşhur işletmeler ile yaşadık. Ardından halkbandı (CB) telsizler geldi ki kendimize atadığımız kodların çoğu bu türden kişilik bölünmelerine iyi örnek olmanın yanında bu konuda master tezi yazılabilecek çeşitlilikteydi.
Modanın değişmesi ve yeni gelen teknolojiler ile internet gerçekten de kim olmak istiyorsanız olabilmenizi sağladı. Ancak bunun pratik bir yararı olmadığı gibi karşıdaki insanlara da saygısızlık içerdiği açık bir gerçek. Çünkü sağlıklı bir ilişkide karşınızdaki insanları kim olmadığınız değil , kim olduğunuz ilgilendiriyor!
Pek yeni bir çelişki olmadığını Mevlana yüzyıllar öncesinden bildiriyor.
Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
İşte böyle, reklamın olmamış kısmı bu gibi duruyor. Ama durun acele etmeyin!
"Mevlananın torunlarına yakışmıyor döner kesip "adım John partiyi ve hayvanları severim, seni de" demek. Hele ki İnternet Mahir gibi bir efsane önümüzde dururken. Adam, kendisi olarak açık gönüllülükle çıktı ortaya, tüm dünya da onu bağrına basmadı mı?" diye düşünürken:
Reklamda aslında İnternet Mahir'e yapılan gönderme ve ardından mavi ile yazılmış o "kendiniz olun" yazısı da (Delfi tapınağının girişinde "kendini bil" (gnothi seauton) yazar) sanki açık ama gizli bir mesaj gibi öyle reklamın sonunda asılı kalıveriyor... Ezoterik mesaj diye buna derim işte :)
Kısacası iyi iş çıkartılmış, güzel bir reklam olmuş. Anlayanı da anlamayanı da tam onikiden vurmuş bir reklam. Yapanlara tebrikler.
Sevgi yolunuzu aydınlatsın. Şizofreni uzağınızda olsun...

2 yorum:

  1. Kişilik bölünmesinin altında yatan gerçeklerin başında; çıkara özdeş rant savaşımının yansımaları..Böylesi duruşlarla yaşam ideolojilerini sisteme endeksledik. sistemi oluşturan 'ide' ise ideolojileri nasıl ötelersiniz..İdeolojik duruşlar evrenseldir, bunu yadsıdığınızda değil kişiliğiniz her şeyininz reklamlarla anlatılır..

    YanıtlaSil
  2. İdeolojilere de fazla bel bağlamak doğru değil sanırım.
    İdeoloji, kendine göre bir hayat biçiminin en mükemmel olduğu hali işaret eder ve o andan itibaren de dogmalaşır.
    Buna iyi örnekler Nazizm ve Bolşevik Devriminin şartlarını oluşturan düşünce yapısıdır.
    Dogmalar ise hayatı yaşanmaz kılan şeylerdir. Çünkü tartışılamaz ve değiştirilemez üstelik var olmayan mesnetlere tutunmuş olabilirler.

    YanıtlaSil

Hafıza ve Kimlik: İnsanı İnsan Yapan Nedir?

İnsan nedir? Nasıl olmuş da farkındalık kazanmış? Peki bu farkındalık ne kadar değerli? Hafızamız olmadan bir değerimiz var mı? Henüz geneti...